9 Aralık 2012 Pazar

Muhteşem Belgesel

Sıkıntı Başbakanin demecinin icinde gizli: "...televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o ’Muhteşem Yüzyıl’ belgeselindeki gibi tanıyor..."

Basbakan yayindaki bir tv dizisini belgesel sanip yorum yapiyor.

O halde biraz aydinlanalim, aydinlatalim:
Belgesel (dökümanter) deyimi “belgelerle ilgili, belgelerden oluşan, belgelere dayanan ” gibi anlamları dile getirdiği için kullanımı sadece sinemayla ilgili değildir. Belgesel film ise sinema içinde ayrı bir yeri olan ve çeşitli alt türlere ayrılan sanat dalıdır. Belgesel filmin oluşumunda iki önemli öğe vardır. Belgesel film yapımcısı bu iki önemli öğeyi kullanarak bir eser üreten sanatçıdır. Belgesel film, insanların hem zihinsel etkinliklerini, hem de duygusal etkinliklerini harekete geçirmeyi amaçlar. Bu amaç da yaşamın gerçekliğini sanat yoluyla ifade etmeyle gerçekleştirilir. Belgesel film yaşadığımız dünyanın gerçekliğidir. Yaşamın kendisidir.

Aslına sadık kalarak yeniden kurulmak yoluyla yorumlanan gerçekliğin bir yönünü akla ya da duygulara seslenecek biçimde film üzerine kaydetme yöntemlerinin tümü belgesel filmdir. Buna göre gerçeğe sadakat,belgeselin ayırt edici ve bu nedenle vazgeçilmez özelliğidir.

Tv Dizisinin sozluk anlami ise;
1- Birbirinin devamı olan, aynı takım ve genellikle aynı oyuncular tarafından gerçekleştirilen televizyon izlenceleri
2-Konusu kendi içinde bir izlence dolduracak biçimde parçalara ayrılmış, her biri öbürünün devamı olarak belirli aralıklarla yayınlanan televizyon izlencesi.
3-Konu, tutum, deyiş yönünden birbirine bağlı olan; aynı oyuncular, aynı çevirim takımıyla gerçekleştirilen ve tvde yayinlanan filmler.

Tv dizileri kurgusaldir. Hatta pembe dizilere gavurlar soap opera (sabun kopugu) derler. Uzerinde durulmayan, akilda kalmayan, ucan giden izlenceler oldugundan.

Dolayisiyla neymis; danisman adami rezil de edermis vezir de...

1 yorum: